Kemik İliği nedir?
Kemik iliği nedir?
Kemik iliği (Medulla ossea), büyük kemiklerin içinde, merkezde yer alan dokudur. Toplam vücut ağırlığının %4'ünü oluşturmaktadır bu da erişkinlerde yaklaşık 2.6 kg'a denk gelmektedir.Yeni kan hücrelerinin periyodik olarak yaşam boyu üretildiği yerdir.
Kırmızı ve sarı ilik
İki tip ilik vardır: kırmızı ilik ve sarı ilik:
- Kırmızı ilik (veya miyeloid ilik), süngerimsi kemikte bulunur. Alyuvar, akyuvar ve trombositler burada üretilir.Myeloid dokudan zengindir.
- Sarı ilikte bazı akyuvarlar üretilir. İçinde çok daha fazla sayıda yağ hücresi olduğu için sarı renklidir.
Her iki tipteki ilik de sayısız kılcal kan damarı içermektedir.
Doğumda tüm kemik ilikleri kırmızıdır, zamanla sarı ilik oranı artar. Yetişkinlerde ortalama 2,6 kg kemik iliği olur, bunun yarısı kırmızıdır. Kırmızı ilik başlıcayassı kemiklerde (göğüs kemiği, kafatası, kaburgalar, omurgalar ve kürek kemikleri gibi) ve uzun kemiklerden olan femur ve humerusun proksimal ucundaki süngerimsi kısımda bulunur. Sarı ilik uzun kemiklerin orta kısmındaki boşlukta bulunur.
Ciddi kan kaybı durumunda vücut sarı iliği kırmızıya dönüştürerek kan üretimini hızlandırır.
Kök hücre tipleri
Kemik iliğinde üç tip kök hücre bulunur:
- Hematopoetik kök hücreleri dolaşımda bulunan üç hücre türünü oluşturur: akyuvarlar (lökositler), alyuvarlar (eritrositler) ve trombositler (kan pulcukları).
- Mezenşimal kök hücreleri kemik iliğinin ortasındaki boşluğun (sinüsün) etrafına dizilidir. Osteoblast, kondrosit, miyosit ve çeşitli başka hücre türlerine başkalaşabilme yeteneklerine sahiptirler. Ayrıca kemik iliğinin bekçiliğini yaparlar.
Kemik iliğini ilgilendiren hastalıklar
Kanserli bir büyüme veya verem gibi bir enfeksiyon sonucu normal kemik iliği yerini kaybedebilir ve bunun sonucunda alyuvar,akyuvar ve kan pulcuklarının üretiminde bir azalma olabilir. Ayrıca, kemik iliğinde kan hücrelerini oluşturucularının (progenitor) kanserlerine de rastlanır, bunlar lösemilerdir.
Kemik iliğini ilgilendiren bir hastalığın tanısı koymak için bazen bir kemik iliği muayenesi yapılır. Bu işlemde genel anestezi ya da lokal anestezi ile ilium kemiğininkristasından bir iğne yardımıyla örnek alınır. Bir bacak kemiğinde ortalama 440 milyar hücre vardır.
Radyasyon veya kemoterapi kemik iliğinde hızla bölünmekte olan hücreleri öldürür ama bağışıklık sisteminin de zayıflamasına neden olur. Radyasyon hastalığının belirtilerinin çoğu kemik iliğinin zarar görmüş olmasından kaynaklanır.
Kan Hücreleri
Kanın iki kısmı vardır:
1) “plazma” adı verilen sıvı ve
2) bu sıvının içinde yer alan kan hücreleri. Plazma su ve suda erimiş şekilde bulunan çeşitli kimyasal maddelerden (proteinler, yağlar, şekerler, vitaminler, hormonlar, mineraller, antikorlar, vd) oluşur.
Kan hücreleri 3 grupta toplanabilir:
1) eritrositler (alyuvarlar),
2) lökositler (akyuvarlar),
3) trombositler (pulcuklar).
Eritrositler. Toplam kan hacminin yaklaşık yarısına yakınını oluşturan eritrositlerin ana görevi içlerindeki hemoglobin sayesinde akciğerlerden aldıkları oksijeni dokularımıza taşımaktır. Sayıları azaldığında anemi (kansızlık) dan söz edilir.
Trombositler bir yerimiz kesildiğinde başlayan kanamayı durduran kanın en küçük hücreleridir. Kümeler oluşturarak küçük, kılcal damar duvarlarındaki gedikleri tıkarlar. Sayıları çok azaldığında deride morluklar, çürükler, burun ve dişeti kanamaları gibi kanamaya eğilim belirtileri görülür.
Lökositler. Vücudumuzu çeşitli mikroplara ve yabancı maddelere karşı savunan lökositler farklı işlev ve yapıya sahip alt gruplara ayrılır: nötrofiller, monositler, lenfositler, eozinofiller ve bazofiller.” Lökosit formülü” dendiğinde bu alt grupların sayımı ve oranları anlaşılır.
Nötrofil ve monositlerin ana görevi mikropları yemek, yutmak ve ardından öldürmektir. Sayıları çok azaldığında vücudun mikroplara karşı savunması yetersiz kalır ve ortaya ateşli infeksiyon hastalıkları çıkar. Eozinofiller ve bazofiller ise allerjik olaylarda rol alırlar..
Lenfositler bağışıklık sistemimizin en önemli hücreleri, bir anlamda baş aktörleridir. Kandan daha çok lenf düğümleri ve lenf yollarında, dalakta, sindirim ve solunum yollarının içini döşeyen zarlarda yoğunlaşmışlardır. Yapı ve işlevlerine göre 3 gruba ayrılırlar: B lenfositler, T lenfositler ve NK hücreleri (doğal öldürücü hücreler).
B lenfositler‘den türeyen plazma hücreleri kemik iliğinde ve yukarda sıraladığımız lenf organlarında bulunurlar. Plazma hücrelerinin görevi “antikor” adı verilen bağışıklık maddelerini yapmaktır. Mikrobik bir hastalığı (örneğin tifo) geçiren ya da o mikroba karşı aşılanan kişi bağışıklık kazanır. İşte bu bağışıklığı sağlayan plazma hücrelerinin ürettiği antikorlardır. Bu antikorlara “immünglobülin (Ig)” denir. IgG, IgA, IgM gibi farklı yapı ve işlevde antikorlar mevcuttur.
Kemik İliği
Tüm kan hücrelerinin yapım yeri kemiklerin ortasındaki boşlukta yer alan kemik iliğidir. Yeni doğanlarda tüm kemiklerin içindeki ilik kan hücrelerinin yapımına katılır. Oysa erişkinlerde yapım sadece yassı kemikleri (omurga, kalça ve omuz kemikleri, göğüs kafesi, kaburgalar) ve uzun kemiklerin gövdeye yakın bölümlerini ilgilendirir.
Kemik iliğinde “kök hücre” adı verilen genç ve öncü hücreler tüm kan hücrelerinin yapımından sorumludur. Kök hücreler uygun uyaranların etkisiyle eritrosit, lökosit ya da trombosit olmak üzere farklılaşır ve olgunlaşırlar. Ayrıca bir kök hücre yeni bir kök hücre doğurma yeteneğine sahiptir. Bu şekilde sağlıklı kişilerde kan yapımının yaşam boyu sürekliliği sağlanmış olur. “Kemik iliği nakli” dendiğinde, aslında vericiden alıcıya aktarılan bu kök hücrelerdir.
Normalde dolaşan kanda son derece az sayıda kök hücre bulunur. Ancak bazı ilaçlar uygulanarak kemik iliğindeki kök hücrelerin kan dolaşımına dökülmeleri ve özel yöntemlerle toplanmaları sağlanabilir (periferik kan kök hücre nakli). Bu şekilde kemik iliği alınmadan da kök hücre nakli yapılabilir. Bir diğer kök hücre kaynağı yeni doğan bebeğin göbek kordonu kanıdır.